Ana içeriğe atla

Nitelikli

Futbol ve Tribün Kültürünü İşleyen Başarılı Film: GREEN STREET HOOLIGANS..

  Siz de benim gibi futbol delisiyseniz daha doğrusu tribünü, holiganlığı seviyorsanız işte tam da sizi derinden etkileyecek ve ömür boyu aklınızdan çıkmayacak bir film. Bir başkası için çok bir şey ifade etmese de futbol ve tribün kültürü, bu hazzı bilenler benim ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlar eminim. Bu filmi 3 yıl önce izlemiştim ve hala benim için ilk 3 favori filmimin arasındadır. Bu filmin bana kattığı en önemli şeylerden biri de beni sıkı bir West Ham United taraftarı yapması oldu sanırım. Green Street Hooligans benim için farklı bir yerde olduğundan bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bir futbolseverseniz umarım bu film sizi de beni etkilediği kadar etkiler, eğer değilseniz de umarım size futbol ve tribün aşkını aşılar.. İzledikten sonra futbolun asla sadece futbol olmadığını, bunun çok daha ötesinde bir şey olduğunu göreceksiniz diye umuyorum. Gelin biraz filmin içeriğine bakalım.. İngiliz yapımı “Green Street Hooligans” (2005) yukarıda girişini yaptığım fanat...

Onur Ünlü'den "Güneşin Oğlu"


Absürt hadiselerle bezeli mucizevi bir film Güneşin Oğlu;  sinemamızın en iyi yapımlarından bir tanesi. Göndermelerin bir çok yerde karşımıza çıktığı, fantastik sinemanın mizahla uyumlarından birini temsil eden filmin yönetmen koltuğunda, Onur Ünlü otururken; baş rolleri ise müthiş oyunculuğuyla özellikle yine bir Bilginer – Ünlü buluşmasında karşımıza çıkan Haluk Bilginer’in yanı sıra, Özgü Namal, Bülent Emin Yarar, Köksal Engür ve Hümeyra gibi isimler paylaşıyor.



Emekli bir edebiyat öğretmeni olan Fikri Şemsigil ömür boyu gerçekleşecek o büyük mucizeyi beklemektedir. Günlerden bir gün, NASA’yı hatta Rusya’yı bile teyakkuza geçirecek derecede önemli ülkede büyük bir olay olarak lanse edilen tüm halkın nefeslerini tuttuğu güneş tutulmasının gerçekleşecek olması, tam da Fikri Şemsigil’in arayıp durduğu o mucizeyi ayağına getirecektir.
O, bu tutulmadan sonra farklı bedenlere girip çıkan ve nihayetinde de güneşin oğlu olduğu bilgisine vakıf olan bir adama evirilecektir. Tabii ki Fikri Şemsigil’in hayatı boyunca aradığı mucizenin bu şekilde gerçekleşmesi, onu hiç mi hiç tatmin etmez. Artık geriye tek bir seçenek kalmıştır; o da güneş batmadan, tüm bu karmaşık olaylar silsilesini çözüp, kendi bedenine geri dönebilmektir.
Onur Ünlü’nün 10 gün gibi kısa bir sürede yazdığı bilinen bu senaryoda bir başkası olabilme, bir başkasının bedeninde yaşayabilme fikrinden yola çıkarak filizlenmiş film. İzleyen herkesin hayal gücünün sınırlarını zorlamasını zorunlu kılıyor. Bu da ister istemez filmi ilgi çekici bir haleti ruhiye içine sokuyor.

Güneşin Oğlu, her ne kadar çıkış noktasıyla merak uyandıran bir film olsa da, Fikri Şemsigil’in ruhunun özgür kalması ve bedenden bedene gezmesiyle oldukça karmaşık bir hikâyeyi izleyenlerine sunmaktan da geri durmuyor. Bir başka deyişle Onur Ünlü, herkesin beyin jimnastiği yapmasını istiyor ve akıl oyunlarını birbiri ardına sıralıyor. Bu durum da filmin temposunun düşmesinin önüne geçiyor ve anlatının dinamik yapısının giderek artmasına olanak sağlıyor.

Onur Ünlü’nün anlık gelişen bir fikirden yola çıkarak oluşturduğu Güneşin Oğlu ile ilgili söylenmesi elzem olan konu ise, filmin başından sonuna dek diri tutmayı başarabildiği özgün mizahı. Haluk Bilginer ile Bülent Emin Yarar önderliğinde ilerleyen ve Onur Ünlü’nün kendine has dokunuşlarını arkasına alan film, tüm bu fantastik altyapı içerisinde dur durak bilmeyen bir komediyi servis etmeyi de ihmal etmiyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar