Ana içeriğe atla

Nitelikli

Futbol ve Tribün Kültürünü İşleyen Başarılı Film: GREEN STREET HOOLIGANS..

  Siz de benim gibi futbol delisiyseniz daha doğrusu tribünü, holiganlığı seviyorsanız işte tam da sizi derinden etkileyecek ve ömür boyu aklınızdan çıkmayacak bir film. Bir başkası için çok bir şey ifade etmese de futbol ve tribün kültürü, bu hazzı bilenler benim ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlar eminim. Bu filmi 3 yıl önce izlemiştim ve hala benim için ilk 3 favori filmimin arasındadır. Bu filmin bana kattığı en önemli şeylerden biri de beni sıkı bir West Ham United taraftarı yapması oldu sanırım. Green Street Hooligans benim için farklı bir yerde olduğundan bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bir futbolseverseniz umarım bu film sizi de beni etkilediği kadar etkiler, eğer değilseniz de umarım size futbol ve tribün aşkını aşılar.. İzledikten sonra futbolun asla sadece futbol olmadığını, bunun çok daha ötesinde bir şey olduğunu göreceksiniz diye umuyorum. Gelin biraz filmin içeriğine bakalım.. İngiliz yapımı “Green Street Hooligans” (2005) yukarıda girişini yaptığım fanat...

AMADEUS VE MÜZİK






Amadeus filmi, Milos Forman tarafından yönetilen 1984 yapımı bir dönem filmi’dir. Peter Shaffer’ın Amadeus tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. Filmin içeriği ise Antonia Salieri'nin ağzından Wolfgong Amadeus Mozart'ı anlatmaktadır. Filmin iki ana karakteri Salieri ve Mozart birbirleriyle zıt iki sanatçıyı temsil ediyorlar.

Salieri yeteneğin başarılı bir temsilcisiyken, Mozart dehanın bütün ihtişamını yetenekle muazzam bir şekilde harmanlayıp müziğini sunuyor. Salieri'nin kuru yeteneğinden apayrı, ulaşılmaz bir yere konuyor. 

Yetenek bir işi yapmaya olan yatkınlıktır, yetenekli insan çok çalışarak yeteneğini geliştirerek estetik ürünle ortaya koyabilir ama deha yeteneğin çok ötesinde bir durumdur.
Dahi, görülmemiş olanı ortaya koyar. 

Mozart kendini bildi bileli müzikle yaşamakta neredeyse bütün zamanını müziğe ayırmaktadır.
Kendisine bahşedilmiş dehayla birleşen bu yetenek de adının sonsuza kadar müzik semasının en tepelerinde dolaşmasını sağlayacak olan yapıtlarını ortaya çıkarmasını sağlar. 

Salieri ise her ne kadar hayatını, çalışma ve çalışmadan ibaret olarak tanımlasa da müzik Salieri kosmoz sonradan girmiş bir "iş"tir, Salieri müzikten kendisinden ayrı ve yabancı bir nesne gözüyle bakmaktadır. Ne kadar severse sevsin müziği kendisiyle bütünleştirememiştir. Mozart'ta bu böyle değildir. Mozart müzik yapmaz, Mozart'ın kendisi müziktir. Mozart'ın kendisi müzik olmuştur. 

Filmde yapılan müzikler krallar, papa ve saraylılar tarafından dinlenmekte, izlenmektedir. Bu kişiler tarafında yorumlanmakta, finanse edilmektedir. 

Filmin aldığı ödüllere gelecek olursak 53 ödüle aday olmuş ancak 40 ödüle layık görülmüş.  Bu durum bir film için oldukça başarılı.
Albümdeki tüm parçalar film için özellikle icra edilmiştir. Forman ve Schaffer’ın film yorumlarına göre Sir Neville Marriner filmi, eğer Mozart’ın müziği orijinal kayıtlarından hiçbir şekilde değiştirilmeyecekse film için kayıt almayı kabul etmiştir. Marriner, filmin başlangıcında Salieri’nin bestesine sanki Saliere günah çıkarıyormuşcasına göze çarpan birkaç nota eklemiştir. Operadaki Zaide’den “Ruhe sanft” aryası filmde görünmemektedir.






Yorumlar

Popüler Yayınlar